İNSTAGRAMDA MARKA OLMAK

İNSTAGRAMDA MARKA OLMAK

Sosyal medya, bloglar, videolar, podcast’ler… Her gün binlerce yeni içerik üretiliyor. Peki bu içerik selinde nasıl öne çıkacaksın?

Cevap net: Kendi sesinle.

Bugün ister bir eğitmen, ister bir içerik üreticisi, ister girişimci ol — dijital dünyada güvenilir ve tanınan biri olmak istiyorsan kişisel markanı inşa etmen gerekiyor. Üstelik bunun için bin takipçin ya da mükemmel bir stüdyon olmasına gerek yok.


Asıl gereken şey: özgünlük.

Kişisel Markalaşma Nedir?

Kişisel markalaşma, seni diğerlerinden ayıran özellikleri ön plana çıkartmak ve bunu tutarlı bir şekilde dijital ortama yansıtmak demektir.
Yani aslında bu bir “kendin olma” sürecidir — ama bilinçli ve stratejik bir biçimde.

Kendine şu soruları sorarak başlayabilirsin:

  • Ben neyi temsil ediyorum?

  • Hangi konuda bilgiliyim ve bu bilgiyi nasıl sunuyorum?

  • Takipçilerim benden ne öğrenebilir?

  • Beni farklı kılan ne?

Kendi Sesimizi Bulmamız Gerek!

Marka dediğin şey sadece güzel tasarımlardan ibaret değildir. Asıl temeli, değerlerdir.
Örneğin:

  • Yardımseverlik

  • Samimiyet

  • Öğreticilik

  • Mizah

  • Estetik kaygı

  • Sadelik

Bu değerler senin içeriklerine nasıl yansıyor?


Mesela bir eğitmen olarak sade, anlaşılır ve sevecen bir dil kullanıyorsan, bu senin markana “erişilebilirlik” değeri katar.

Örnek :
Diyelim ki bir diyetisyen olarak Instagram’da içerik üretiyorsun. Sade, motive edici ve suçluluk hissettirmeyen bir dil kullanıyorsan; bu senin markana “şefkatli rehberlik” özelliği kazandırır.
Bu, “katı kurallar değil, sürdürülebilir alışkanlıklar” felsefesini benimsediğini gösterir.

Aynı alanda bir başka diyetisyen ise daha bilimsel, veriye dayalı, belki de biraz daha mesafeli bir dille içerik üretip “uzmanlık odaklı” bir sesle yola çıkabilir.

Her iki yaklaşım da doğrudur—ama kimin nasıl bir sesle konuştuğu, dijital kimliklerini ve hedef kitleleriyle kurdukları bağı tamamen değiştirir.

Kime konuştuğunu bilmeden içerik üretmek, boşluğa konuşmak gibidir.

  • Öğrencilere mi hitap ediyorsun?

  • Yeni başlayan girişimcilere mi?

  • Öğretmenlere mi?

  • Kurumsal dünyadan profesyonellere mi?

Her hedef kitlenin dili, beklentisi ve ilgi alanı farklıdır.

Örnek:

Yeni başlayan bireyler için hazırlanan içeriklerde karmaşık beslenme terimleri kafa karıştırıcı olabilir.
Örneğin “glisemik indeks” demek yerine, “bir yiyeceğin kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiği” şeklinde sade bir açıklama yapmak, seni takipçine daha yakın kılar.

Bu tür ifadeler, özellikle sağlıklı yaşam yolculuğuna yeni adım atan kişilerin güvenini kazanmanı sağlar.
Unutma, karşındaki uzman değil, çözüm arayan biri.
Senin dilin ne kadar anlaşılırsa, o kadar çok kişinin aklında yer edersin.

Kimi daha ciddi, kimi daha eğlenceli konuşur. Bazıları detaylı anlatır, bazıları kısa ve öz.
İşte burada devreye senin dil tarzın giriyor.

Dilin senin dijital imzan gibidir. Uzun vadede insanlar seni o dil sayesinde tanır, sever ve güvenir.

Taktik:
Yazılarına veya gönderilerine bak. Hepsinde aynı tarz, benzer cümle yapıları, benzer duygu var mı?
Yoksa bazen resmi, bazen samimi, bazen karmaşık mı? Tutarsız bir dil, marka sesini zayıflatır.

Sesinle uyumlu görseller seçmen, kişisel markanı tamamlar.

  • Eğlenceli bir dilin varsa canlı renkler ve hareketli görseller kullan.

  • Daha ciddi ve öğretici bir tonda isen sade ve düzenli tasarımlar kullanman daha etkili olur.

Örnek:
Mizahi bir dille öğretici içerik sunan biriysen, pastel renkler ve illüstratif ikonlar senin stilini tamamlar.
Resmiyet içeren kurumsal bir anlatımın varsa, düz hatlı fontlar, sade arka planlar seninle daha çok bütünleşir.

Tutarlılık: En Güçlü Markalama Aracı

Kendi sesinle marka olmanın en önemli kuralı: Tutarlılık.
Bir gün çok enerjik, diğer gün çok soğuk içerikler üretirsen, izleyicinin aklı karışır. İnsanlar markalara sadakati ancak onları “tanıdık” bulduklarında geliştirir.

Aynı ses tonu, aynı görsel dil, aynı tarz → Marka bilinirliği.

Tavsiye:
Bir içerik stili rehberi oluştur. Kullandığın renkler, fontlar, dil tonu, emoji tercihin, hitap şeklin gibi detayları bir araya getir. Bu, hem seni tanıtan hem de ileride seni taklit etmeye çalışanlara ilham veren bir kaynak olur.

Kendi Sesinle Marka Olmak Bir Seçim Değil, Bir Zorunluluk

Bugünün dijital dünyasında insanlar artık sadece bilgi değil, bağlantı arıyor.
Samimi, dürüst, özgün insanlara güveniyorlar.
İşte bu yüzden kendin olman; belki de bir markadan çok daha fazlası.

Eğer bir gün “Benim markam var” demek istiyorsan, o marka önce şu soruyla başlamalı:
 “Ben kimim ve insanlara nasıl katkı sunuyorum?”

 

 

 

kişisel markalaşma, dijital kimlik oluşturma, kendi sesinle içerik üretmek, sosyal medya stratejisi, özgün içerik üretimi, marka dili, içerik pazarlaması


CEO

Zeynep Akçay Yaylım

Dijital Markalaşma alanında bilgilendirici makale, haber ve duyuruları sizlerle paylaşıyorum

Instagram Youtube Mail